İzmirli hemşehrilerimizin çok iyi bildiği gibi, yılların kronikleşmiş sorunu olan Buca Cezaevi sorununu çözmüştük.
Cezaevini yıktık, kaldırdık ve Cezaevi arazisinden açılan yol ile Adnan Kahveci Caddesi’ni kesintisiz ulaşıma açtık. Yine burada Buca Belediyesi’ne tahsis ettiğimiz pazaryeri alanı ile bölgedeki büyük bir problemi gidermiş olduk.
Buca Cezaevi arazisinin toplam büyüklüğü 78 bin 208 m2 olup, arazinin mülkiyeti kamu adına İLBANK A.Ş’de bulunmaktadır. Yine hemşehrilerimizin çok iyi bildiği gibi, Buca’mıza bu arazinin içerisinde, tamamı kamusal alan statüsünde, sosyal donatı alanları, yeşil alan, yol, okul, otopark ve park kazandırmak için çalışmalara başlamıştık.
Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in engellemeleri ve belediyenin mülkiyetinde olmayan bir arazi üzerinde planlama yapma çabası nedeniyle süreç askıda kalmıştı. İzmir’imizin yeni bir “Basmane Çukuru” hikayesi ile karşılaşmaması için, bu konuda tüm kurumların tam uyum ve işbirliği içinde çalışması elzemdir.
Bunu hep belirttik, belirtmeye de devam ediyoruz. Soyer’den sonra göreve gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ın bu konuya yaklaşımının mantık çerçevesinde olmasını bekliyoruz.
Tugay’ın, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyeti kendisine ait olmayan bir yer ile ilgili yaptığı plan çalışmasının yanlış olduğunu bildiğini düşünüyoruz. Soyer döneminde yapılan söz konusu işlemin usule aykırı olduğu malumdur.
Soyer döneminde takınılan uzlaşılmaz tavır ve yapılan hatalı işlemlerin devamı halinde, süreç yine davalarla uzayacak ve İzmir’imiz yeni bir “Basmane Çukuru” hikayesiyle karşı karşıya kalacaktır.
Yakın zamanda İLBANK yetkilileri İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileriyle bir araya gelecektir.
Bakanlığımızın hazırladığı plan, İzmir’imizin, Buca’mızın menfaatleri doğrultusunda, hemşehrilerimizin beklentilerine uygun bir çalışma yürütülerek ortaya konmuştur. Süreç, geçmişte olduğu gibi yine paylaşımcı, açık ve şeffaf bir şekilde yürütülecektir.
